
“Münire” kadının Arap dünyasındaki yerinin sessizce sayfalara serpiştirilmesi, savaşın patlayan bombaların akıp giden hayat içerisinde sıradanlaşması...
Aslında basit bir aşk romanı gibi gözüken kitap, Münire’nin
ailesi üzerinden pek çok farklı konuya değiniyor. Asker bir abi, gittikçe
katılaşan aşırı dindar bir kardeş, modernleşen dünyada baskı altında büyüyen
ama ne modern olabilen ne de geleneksel kalabilen bir diğer kardeş ve kaderci
bir anne-baba ile aslında o coğrafyanın bir özeti gibi adeta. Bir gazetede köşe
yazarlığı yapan, bolca okuyan ve kadın hakları için çalışan Münire, kafamızda
yer alan Arap coğrafyasındaki kadın profiline pek uymasa da aslında baskı
altında nasıl hayatların sindirildiğini yüzümüze vuruyor. Ve sonuçta ondan
kahramanca çıkışlar beklesek de Münire’nin de sadece sevilmeye,
güvenmeye ve aşka ihtiyaç duyan bir insan olduğunu kabulleniyoruz. O kendi hayallerinde
yarattığı bir aşkın tuzağına düşmüş kadınlardan biri sadece.
“Münire” hüzünlü hikayelerin çimenlerin büyümesini
sağladığına inanılan, hayatın bir hikayeler dizisi gibi yaşandığı, savaşın tüm
hikayelerin arka fonunda yer aldığı, kadın ve erkek rollerinin çok farklı
yazıldığı bir coğrafyanın hikayesi… İçinde farklı masallar barındıran bir bin
bir gece masalı..
02.02.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder