20 Ocak 2014

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

Uzun zamandır okumak istediğim kitaplardan biriydi Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Çok severek okuduğum bir kitabında Murat Gülsoy, Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nden sıkça bahsedince, bir de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın mezar taşındaki dizeleri öğrenince daha fazla ertelemedim.

Mezar taşında kendi şiirinden iki dize yer alıyormuş Ahmet Hamdi Tanpınar’ın;

Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında…

Hemen aklıma Yeni Türkü’nün yorumuyla Murathan Mungan şiiri geliyor;

Ya dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın
Kendin içindeyken kafan dışındaysa
Çaresi yok kardeşim
Her akşam böyle içip, kederlenip
Mutsuz olacaksın

Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde Hayri İrdal da çemberin tam olarak içinde yer alamayanlardan. Etrafında olup bitene bir türlü anlam veremeden, devam edebilmek için çırpınıp duranlardan.. Hayatına Halit Ayarcı’nın girmesiyle ona daha da anlamsız gelen bir tiyatronun içinde bulur kendini, onun dışındaki herkes bu tiyatronun bir parçası olmayı hemen başarırken Hayri İrdal sorgulamayı bir türlü bırakamaz. Etrafındakilerin rollerine bu kadar çabuk bürünmesi, bu kadar kolaylıkla oynayabilmeleri tüm kitap boyunca şaşırtır Hayri Bey’i. İnsanlar rol yapmamakta adeta rolü yaşamaktadır. Halit Ayarcı ona “hayata inanınız” dese de Hayri İrdal “şifa bulmaz bir gayrimemnun”dur, rolüne ne inanabilmekte ne de onu hakkıyla yaşayabilmektedir. Rolüne inanmak değilse bile benimsemek üzere olduğu bir anda ise diğerlerinin de rol yaptıklarının farkında olduğunu görür. Aradaki fark; rol yapmanın Hayri İrdal’a acı vermesi diğerleri için ise hayatın en doğal akışı olmasıdır. İnsanlar çıkarlarına göre bir içindedir çemberin bir dışında, Hayri İrdal ise hep arada bir yerlerde.     

Ahmet Hamdi Tanpınar da ne içindeyse zamanın ne de tam olarak dışında, herhalde Hayri İrdal’da ondan parçalar bulmak mümkün olduğunu söylesek hata yapmış olmayız. Kitabın ilk sayfalarında eski kelimelerin neden olduğu yavaşlamadan sıyrılınca merakla ve hızla okunan akıcı bir roman yarattığını fark ediyorsunuz Ahmet Hamdi Tanpınar’ın. Şaşırıyorsunuz bu kadar uzun zaman önce yazılmış olmasına rağmen nasıl da bugüne uyarlayabileceğinize. Pek çok baskısının yapılmış olmasının ve hala okunuyor olmasının nedeni de bu olsa gerek.

“Bende mi bir gariplik var ya da tüm dünya mı tuhaf?” diye sorguluyorsanız zaman zaman, sorularınıza cevaplar da bulabilirsiniz kitapta. Ya da hiç değilse yalnız olmadığınızı anlayabilirsiniz. Ben en azından bir soruma cevap buldum. Sanırım sevdiğim yazarlar tam olarak zamanın içinde yer alamayanlar…


19.01.2014

Not: Forextraview Dergisi'nin 17. sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder